Kuvve-i Askeriyye Kumandanı, Türk Kuvâ-yi Askeriyyesi Başkumandanına âtîdeki mektûbu göndermişdir.
29-4-16
16/2/1332Açlık bizi terk-i silâha icbâr ediyor. Zât-ı âlîlerinin “Sizin cesûr askerleriniz bizim samîmî ve kıymet-dâr misâfirlerimiz olacakdır.” hitâb-ı te’yîdiyle tevsîk etdiğiniz kahraman askerlerimi size teslîme hâzırım.
Efrâd-ı askeriyyem uhde-i icrâsına mevdû’ olan vazîfeyi yapmış olduğu cihetle kerîm ve semâvet-perver olunuz. Siz, askerlerimi Selmanpak Muhârebesi’nde, ric’at zamânlarında, beş ay devâm eden Kûtü’l-amare muhâsarasında -ki ben burada sizin ablukanızı yarmak için sevk-ül-ceyşî bir rol oynadım ve bu Irak’a kuvve-i imdâdiyyenin vusûlünü te’mîn etdim.- görmüşsünüzdür.
Askerlerimin vazîfesini nasıl îfâ etdiğini görmüşsünüzdür. Târih-i harb-i askerî bir fasl-ı mahsûsî ile bu mes’eleyi te’yîd edecekdir.
Îcâb eden tertîbât ve tafsîlâtı tanzîm etmek üzere zâbitânımdan Yüzbaşı (Morlend) ile Binbaşı (Glafserist)’i gönderiyorum.
Îcâb eden şerâit ihzâr edildikden sonra sizin karâr-gâhınıza gelinmek ve Kûtü’l-amare’yi teslîm etmek husûsunda hâzırım. Fakat erzâkın sevkini tesrî’ etmenizi ricâ’ ve temennî eylerim.
Size; refâkatimde bulunan tabîbim ile ser-tabîbinizin hasta-hânemi ziyâret etmesini ve orada bulunan efrâd-ı askeriyyemden ba’zılarının kolsuz ve ayaksız ve ba’zılarının da “fesâdü-d-dem”den musâb olduğunu görmesini teklîf ediyorum. Bunları esîr-i harb olarak almağa heves-kâr olduğunuzu farz etmem. Bunlar için en iyi tarîkin mecrûh ve yaralıların Hindistan’a sevki olacağı kanâatindeyim. Londra’da bulunan Erkân-ı Harb Reîsi bana mübâdele-i üserâ için me’zûniyyet verdi. Muhârib efrâdımdan ser-best bırakılacak mikdârda Mısır ve Hindistan’da bulunan Türk üserâ-yı askeriyyesine ser-bestî verilecekdir.
En yüksek ihtirâmâtımı kabûl ediniz.
İmzâ’
Ferîk Ceneral Tavzend6’ncı Fırka ve Kûtü’l-amare Kuvve-i Askeriyyesi Kumandanı
2- Bâlâda zikr edilen şeye ilâveten Türklerin tamâmiyle mübâdeleyi kabûl edeceklerine dâir kuvvetli emâre mevcûd olduğunu zikr edebilirim. Türk Kuvve-i Askeriyyesi Başkumandanından telâkki etdiğim bir ta’lîmât mûcibince der-akab İstanbul’a hareket edeceğim. İstanbul’a muvâsalat eder etmez nâmûsum üzerine söz vermek üzere Londra’ya gitmemi ricâ eyleyeceğim ve Londra’da Harbiyye Nâzırını görerek derhâl mübâdele ile uğraşacağım. Bu sûretle size pek ziyâde muâvenet edebileceğimi ümîd ederim. Size vazîfeye sarıldığınızdan ve cesûr-âne hareket ve terbiye-i askerîye muvâfık vaz’iyyetinizden dolayı samîm-i kalbimden arz-ı şükrân ederim.
An-karîb daha iyi zamânlarda yek-dîgerimizle tekrâr mülâkat edebiliriz.
29-Nîsân-1916
İmzâ’
Ferîk Ceneral Tavzend6’ncı Fırka ve Kûtü’l-amare Kuvve-i Askeriyyesi Kumandanı
Kut’daki muhafızlarımızı almak üzere bir Türk Alayı yaklaşmaktadır. Hem Kale’nin hem de şehrin üzerine beyaz bayrağı çektim; taburlar saat 2’de Şamran yakınındaki kampa girmeye başlıyorlar. Biz telsizi yavaşça imha ediyoruz ki bu iş yapılmaya değer.
13. 35General Townshend
Kut’dan bütün gemiler ve istasyonlara elveda ve hepinize iyi şanslar.
Osmânlı Ordu-yi Hümâyûnu
Başkumandanlığı Vekâleti
Şu’be
Numro
16/2/32
71/300 Atebe-i Şâhâneye
72/300 Sadâret-i Uzmâya
73/300 Der-saâdet Karâr-gâh-ı Umûmîye
Sâat 8.30 sonra
Takrîben beş aydan beri kahraman kıtaâtımızın tazyîki altında Kûtü’l-amare’de mahsûr kalan İngiliz ordusu, nihâyet Ordû-yi Hümâyûnun kuvve-i kahiresine teslîm-i seyf ve silâh etmeğe mecbûr olmuşdur. Osmânlı silâhının bu şânlı ve parlak sahîfe-i fahr-âveri şu sûretle cereyân etmişdir:
Kût ordusu, (...) millet-daşlarından olsun Moskof müttefiklerinden olsun imdâd bekliyordu. Kûtü’l-amare’de mahsûr kalan İngiliz ordusunun ahvâline lâyıkıyla vâkıf olan İngiliz kabînesi Ceneral Tavshend ordusunu kurtarmak için her ne bahâne olursa olsun hücûm edilmesini mükerreren ve musirren Irak İngiliz ordusuna emr ediyordu. Son teblîgat-ı resmiyyede görülen ve cesûr kıtaâtımızın azm ve besâletleri karşısında İngilizler için müdhiş telefât ile eriyen İngiliz hücûmları hep Tavshend’i kurtarmak için idi. Nihâyet İngilizler Çanakkale’de aldıkları ders ve tecrübeyi bir kere daha aldılar. Osmânlı mukavemetini kıramayacaklarını, Osmânlıların elinden ganîmetleri alamayacaklarını anladılar. Felahiye hücûmları kesildi. İngilizler bu sefer mahsûr kaleye erzâk idhâl etmeğe teşebbüs etdiler. Evvelâ tayyâre ile un çuvalları atdılar. Osmânlı silâhı bu ümîdi de kırdı. Harb tayyârelerimiz bu bakkal tayyârelerini birer birer sukut etdirmeğe başladılar.
Muannid düşman başka bir çâre buldu: Vapurla gece karanlığından bil-istifâde zahîre sokmağa teşebbüs etdi. Her zamân müteyakkız bulunan kahraman kıtaâtımız yüzlerce ton erzâk yüklü olan bu vapuru derhâl tevkif ve müsâdere etdiler. Artık Ceneral Tavshend için hiçbir ümîd-i necât kalmamışdı. 13 Nîsân’da Ceneral Tavshend Irak Ordumuz Kumandanına mürâcaatla ordusuyla berâber ser-best çıkmasına müsâade edilmek şartıyla Kûtü’l-amare’yi teslîm etmeğe râzî olduğunu bildirdi. Bilâ-kayd ü şart teslîm olmakdan çâre olmadığı cevâbı verildi. İngiliz Kumandanı bu sefer yeni şerâit der-miyân etdi. Ordumuzun fâik ve kahhâr vaz’iyyetini bilmiyormuş gibi ve Osmânlı kumandanlarını para ile ıtmâ’ ve iğfâl edebileceğini zann ederek tekmîl toplarını teslîm etmeği ve nezdde bulunan bir milyon lirâyı takdîm etmeği teklîf etdi. Aynı cevâb verildi. Ceneral Tavshend, İngiliz Irak Başkumandanından istîzân edeceğini bildirdi. Hâl-bu-ki İngiliz Başkumandanı kendisine yardım edebilmekden pek uzak idi. Nihâyet her tarafdan ümîdi kesilen Ceneral Tavshend bugün Kûtü’l-amare’de bulunan bütün İngiliz (ordusunu) muzaffer Osmânlı Kumandanına teslîm etdi. Hâtırlardadır ki Rus Ordusu Kumandanı bundan bir ay evvel yakında Kûtü’l-amare’de elini sıkmağa geleceğini Ceneral Tavshend’e yazmışdı. Şimdiye kadar ta’dâd edilen üserâ ber-vech-i âtîdir:
5 ceneral, 277 İngiliz zâbiti, 274 Hindli zâbit ve 13.300 neferdir.
Karâr-gâh
16-2-32
On Sekizinci Kolordu Kumandanlığına
Orduma:
Arslanlar!
1- Bugün Türklere şân, İngilizlere kara meydân olan şu kızgın toprağın müşemmes semâsında şühedâmızın rûhları şâd ve handân pervâz ederken ben de hepinizin pâk ve temiz alınlarından öperek cümlenizi tebrîk ederim.
2- Bize iki yüz seneden beri târihimizde okunmayan bir vak’ayı bugün kayd etdiren Cenâb-ı Allah’a hamd ve şükür eyleyelim. Allah’ın azametine bakınız ki bin beş yüz senelik İngiliz devletinin târihine bu vak’ayı ilk def’a yazdıran Türk süngüsü oldu. İki seneden beri devâm eyleyen cihân harbi böyle parlak bir vak’a gösteremedi.
3- Ordum, gerek Kût karşısında ve gerekse Kût’u kurtarmağa gelen İngilizler karşısında şehîd ve mecrûh olarak üç yüzü mütecâviz zâbitle on bin neferini gaib eyledi. Fakat buna mukabil bugün Kût’dan beşi jeneral olmak üzere dört yüz seksen bir zâbitle cem’an on üç bin üç yüz neferlik İngiliz ordusunu teslîm alıyoruz. Bu teslîm aldığımız orduyu kurtarmağa gelen İngiliz ordusuna da bugüne kadar otuz bin zâyiât verdirdik.
4- Şu iki yekûna sathî bir nazar atf edilince cihânı hayretlere düşürecek büyük bir fark görülecek ve târih bu vak’ayı yazacak kelime bulmakda müşkilâta uğrayacakdır.
5- İşte Türk sebâtının İngiliz inâdını kırdığını bu harbde birinci def’a da Çanakkale, ikinci def’ada da burada görüyoruz.
6- Yalnız süngü ve göğsümüzle kazandığımız bu zafer yeni tekemmül eylemekde bulunan vesâit-i harbiyyemiz karşısında âtîdeki muvaffakiyyâtımıza parlak bir (başlangıç) olacağına ne kat’î bir delîldir.
7- Bugünün ismine Kût Bayramı nâmını veriyorum. Umûm Ordumun kıtaâtı her sene bugünü tes’îd ederken şehîdlerimize Yasinler, Tebârekeler, Fâtihalar okuyacakdır. Şühedâmız cennât-ı ulyânda semâvâtda kızıl kanlar ile pervâz ederken gazîlerimiz de âtîdeki zaferlerimize (nigeh-bân) olsunlar:
Altıncı Ordu Kumandan Vekîli
Mîr-livâ
Halîl
Karâr-gâh
16-2-32
1.00 evvel
Kolordu Emri
1- Kût, dört ay yirmi üç günlük bir muhâsaradan sonra bugün teslîm oldu. Târihimizin iki yüz seneden beri kayd edemediği böyle bir azîm muvaffakıyyeti(?) bize lûtf buyuran Cenâb-ı Allah’a arz-ı şükrân ve mahmidet eyleyelim. Bu zaferin en büyük şân ve şerefi, böyle bir vak’ayı İngiliz tarihine ilk def’a Türk süngüsünün kayd etdirmesindedir. 2 seneden beri devâm eyleyen Harb-i Umûmî’de kuvvet nisbeti nazar-ı i’tibâra alırsak en büyük zaferi yine biz iktisâb eylemiş oluyoruz.
2- Bi-l-hâssa “Selmanpak” Muhârebesi’nden i’tibâren işe başlayan Kolordumuz bu işde en birinci âmil olduğu için şerefin kısm-ı âzamı esâsen târihi parlak olan Kolordumuza teveccüh ediyor.
3- Şimdiye kadar Kût karşısında Kolordumuz; 28 zâbit, 751 neferini şehîd, 36 zâbit, 1.930 neferini mecrûh ve Kût’u kurtarmak üzere gelen İngiliz kuvvetlerinin karşısında da 34 zâbit, 1.034 neferini şehîd, 95 zâbit, 3.175 neferini mecrûh olarak gaib etdi.
4- Oldukça mühim bir yekûne bâliğ olan zâyiâtımıza mukabil bugün Kût’dan beşi jeneral olmak üzere 481 zâbit ve cem’an 13.309 kişilik bir İngiliz ordusu teslîm alıyoruz. Bugüne kadar Kût’u kurtarmak üzere taarruz eyleyen İngiliz ordusunun zâyiâtı 30.000’e bâliğ olmuşdur. Şu iki yekûn cihânı hayretlere düşürecek ve târihde Osmanlı ordusunu şân ve şerefler içerisinde yaşatacakdır.
5- 18. Kolordunun arslan yürekli erleri!
Cenâb-ı Allah’a secdeye kapanalım. Bu akşam şehîdlerimize Fâtihalar, (Tebâreke)ler, (Yasin)ler okunsun. Gazîler birbirine sarılsın, birbirini tebrîk etsin. Ben de, bugünki (Kûtü’l-amare) Bayramı vesîlesiyle sizin pâk ve yüksek alınlarınızdan kemâl-i hürmet ve samimiyyetle öperim.
18. Kolordu Kumandan Vekîli
Mîr-âlây
Kâzım Karabekir
Herkes pür sevinç, bu beşâretli haberden mesrûr, birbirini tebrîk ediyor. Düşman da büyük günümüzü tes’îd için ara sıra top atıyordu.
Irak Kuvâ-yi Osmâniyyesi Kumandanı ve
Bağdad Vâlîsi Halîl Paşa Hazretlerine
Paşa Hazretleri
(1) Kût’u teslîm için sizinle müzâkere kapısı açmağa emr aldım.
2- Müzâkerâta ibtidâ olmak üzere size altı günlük bir mütâreke teklîf ederim (edecekdim). Bu mütârekede tekmîl kıtaât şimdiki hatt-ı müdâfaa veya muhâsarayı geçmemeğe riâyet edecekdir.
3- Yine ibtidâ olmak üzere kıtaâtım ve şehrin sivil sekenesi için on günlük erzâk celb etmeğe müsâadenizi ricâ’ ederim. Zîrâ artık burada mâdde-i gıdâiyye kalmıyor (kalmadı.) ve benim, hasta-hânelerdeki yaralı ve hastalarla beslemeğe mecbûr olduğum umûmî, husûsî hidmet-kâr (köle) dâhil olduğu hâlde takrîben on üç bin askerim var. Kezalik şehirde de takrîben altı bin Arab var. Cem’an yekûn (19 bin) besleyecek ağız var ve on günlük erzâkın derhâl idhâli mes’elesi mühim ve mübremdir.
4- Korkuyorum ki günün birinde bir (vebâ) başgöstermesin. Hasta-hânelerde yüzlerce hasta askerim var ve yevmiyye takrîben on beş kişi dizanteriden ölüyor. Ricâ’ ederim bâlâdaki mevâdd için bana der-akab bir cevâb veriniz. Zîrâ erzâk vapurlarının celbi için telgraf çekmek istiyorum.
5- Sizinle bi-z-zât benim aramda muâhede veya i’tilâfın metnini takrîben karârlaşdırmak için hemen bir mülâkat olmasını teklîf ederim.
Teklîfâtım takrîben şunlardır:
6- Mâdem ki siz bana fikrinizi şu “Siz vazîfe-i askeriyyenizi kahraman-âne îfâ etdiniz.” sözleriyle beyân ve ifâde etdiniz; bu ân-ı bed-bahtî ve zarûretde hakkımda âlî-cenâb olacağınıza i’timâdım var ve ümîd ederim. Ve askerimin silâhlarıyla Amare veya Hindistan’a nakl edilmesine müsâade edeceksiniz.
7- Bunlar (bu müsâadeler demek olacak) bizim için şerefe lâyık muâmeleler olacakdır. Nitekim Avusturyalılar (aynı müsâadâtı) Napolyon’un cenerallerinden Massena’ya 1800 senesinde Jerona muhâsara-i meşhûresinde bahş etdiler. Kezalik Fransızlar 1808’de Portekiz’de İngilizler tarafından aynı şeye mazhar oldular. Bundan başka sizin, bizim bu kadar mevcûddaki askerimize yedirecek erzâkınız olmadığı gibi bunları Bağdad’a nakl için de elinizde lüzûmu kadar vapur da yokdur. (Bu asker) bunlar bir kilometre yürüyemezler, hâlleri hakikaten şâyân-ı merhametdir. Bunlar pek az zamânda ölecekler ve (vebâ) ve hastalıklar her tarafda başgösterecekdir. Sonra eğer bunları esîr olarak alırsanız bunların maâşları mes’elesi de var. Hissiyyât-ı mahsûsamın kabûlünü ricâ’ ederim Paşa Hazretleri.
S. V. K. Tavzend
Livâ Cenerali
Kût’daki İngiliz Kuvveti Kumandanı